ŞİİR KÖŞESİ
Koşma
Geldi geçti bir Reyhani,
Gören olmaz Erzurum'da.
Kara taştaki mercanı,
Kıran olmaz Erzurum'da.
Can emanet veren alır.
Ecel görünmezken gelir
Mezarım gurbette kalır
Soran olmaz Erzurum'da.
Erbab-ı mana çarkına
Gör kemali aşk arkına
Emrahlar geçer, farkına
Varan olmaz Erzurum'da.
Mezar olur beden beden
Sesleri gelmiyor neden
Mâna derken onikiden,
Vuran olmaz Erzurum'da.
Havada yumurtlar huma,
Kim der vebali boynuma
Sazcı derler tabutuma,
Giren olmaz Erzurum'da
Abide yaptılar kimi,
Reyhani dinle vasfımı
Benim ise mazarımı
Ören olmaz Erzurum'da.
Aşık Yaşar Reyhani
AĞAÇ
Gün bitti. Agacta nes`e söndü.
Yaprak ates oldu, kus da yakut;
Yaprakla kusun pariltisindan
Havzun suyu erguvana döndü
AKŞAM YİNE TOPLANDI DERİNDE
Canan gülüyor eski yerinde
Canan ki gündüzleri gelmez
Akşam görünür havuz üzerinde,
Mehtab, kemer taze belinde
Üstünde sema, gizli bir örtü
Yıldızlar, onun gülüdür elinde...
BAHÇE
Bir Acem bahçesi, bir seccade
Dolduran havzı ateşten bade.
Ne kadar gamlı bu akşam vakti
Bakışın benzemiyor mutade.
Gök yeşil, yer sarı, mercan dallar
Dalmış üstündeki kuşlar yâda.
Bize bir zevk-i tahattur kaldı
Bu sönen, gölgelenen dünyada
BİR GÜNÜN SONUNDA ARZU
Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümâyân,
Güller gibi... sonsuz iri güller,
Gün doğdu yazık arkalarından!
Altın kulelerden yine kuşlar,
Tekrârını ömrün eder i'lân,
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam,
Âlemlerimizden sefer eyler?
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Bir sırma kemerdir suya baksam;
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kaçmış olsam!